MADDE BAĞIMLILIĞI NEDİR

Madde bağımlılığı, bireylerin yasadışı olan maddeleri sürekli kullanma isteğiyle karakterize olan bir durumdur. Bu bağımlılık, fiziksel ve psikolojik sağlık üzerinde ciddi olumsuz etkilere yol açabilir. Kullanım, bireyin yaşam kalitesini düşürürken, sosyal ilişkilerini de zedeler. Bağımlılıkla mücadelede erken tanı ve tedavi büyük önem taşır.

MADDE YOKSUNLUĞU NEDİR

DSM-5 Tanı Ölçütleri Başvuru El Kitabı’na göre madde yoksunluğu şu şekilde tanımlanmaktadır:
A. Aşırı ölçüde ve uzun süreli (genellikle, en az birkaç ay süresince, her gün ya da neredeyse her gün kullanım) madde kullanımının bırakılması.
B. A tanı ölçütünde tanımlanan madde kullanımının bırakılmasının ardından, yaklaşık bir hafta geçtikten sonra, aşağıdaki üç (ya da daha çok) belirti ya da bulgunun gelişmesi:

  • Kolay kızma, öfke ya da saldırganlık
  • Sinirlilik ya da bunaltı
  • Uyku sorunu (Örneğin; uykusuzluk, rahatsız edici düşler)
  • Yeme isteğinde azalma ya da kilo verme
  • Huzursuzluk
  • Çökmek
  • Belirgin rahatsızlığa neden olan, şu bedensel belirtilerden en az biri: Karın ağrısı, sarsılma/titremeler, terleme, ateş, ürperme ya da baş ağrısı.

C. B tanı ölçütündeki belirtiler ve bulgular klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya; toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında düşmeye neden olur.
D. Bu belirtiler ve bulgular başka bir sağlık durumuna bağlanamaz; başka bir madde zehirlenmesi ya da yoksunluğu olmak üzere, başka bir ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamaz.

Madde Bağımlılığının Yol Açtığı Sağlık Sorunları Nelerdir?

Madde ile ilişkili bozukluklar, madde kullanım bozuklukları ve maddenin yol açtığı bozukluklar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Maddenin yol açtığı durumlar arasında; esriklik (entoksikasyon), yoksunluk ve maddenin/ilacın yol açtığı ruhsal bozukluklar (psikozla giden bozukluklar, iki uçlu ve ilişkili bozukluklar, depresyon bozuklukları, kaygı bozuklukları, takıntı-zorlantı bozuklukları ve ilişkili bozukluklar, uyku bozuklukları, cinsel işlev bozuklukları, deliryum ve nörobilişsel bozukluklar) yer almaktadır.

Madde kullanım bozukluğu olan kişilerin düşünce ve davranışlarında çeşitli problemler meydana gelebilmektedir. Beynin yapısındaki ve işlevlerindeki değişiklikler, insanlarda yoğun istek duygusuna, kişilik değişikliklerine, alışılmadık hareketlere ve diğer davranışlara neden olmaktadır. Beyin görüntüleme çalışmaları, madde kullanımından dolayı beynin yargılama, karar verme, öğrenme, hafıza ve davranışsal kontrol ile ilgili alanlarında değişiklik yaşandığını göstermektedir. Ayrıca bağımlı kadınların bebeklerinde yenidoğan yoksunluk sendromu görülebilmektedir.

Madde kullanım bozukluğu olan kişilerde genellikle akciğer veya kalp hastalığına, felce, kansere veya zihinsel sağlık ile ilgili çeşitli problemlere de rastlanmaktadır. Bu kişilerde ayrıca HIV, Hepatit C gibi bulaşıcı hastalıkların ve erken ölümlerin görülmesi muhtemeldir.

Madde kullanım sıklığı, bir defada alınan madde miktarı, madde kullanımına ya da kullanıldığı bağlama bağlı olarak ortaya çıkan riskli davranışlar, maddenin bedene alınma biçimi veya tüm bunların bileşimi madde kullanımına bağlı olarak ortaya çıkan fiziksel ve ruhsal sağlık sorunlarını artırmaktadır.

Madde Kullanımının Çocuk ve Ergenler Üzerindeki Etkileri Nelerdir?

Avrupa Komisyonu ve OECD tarafından 19 Kasım 2020 tarihinde yayımlanan AB’de Sağlığın Durumu başlıklı Bir Bakışta Sağlık: Avrupa 2020 raporuna göre;

  • Ergenlik dönemindeki gençlerde esrar kullanımı oldukça yaygındır.
  • Ergenlik döneminde sık esrar kullanımı;
    • Uzun vadede bağımlılık riskinin artırmaktadır.
    • Bilişsel işlev sorunları yaratmaktadır.
    • Hafıza kaybına yol açmaktadır.
    • Dikkat eksikliği gibi sorunlara neden olmaktadır.

Kaynak: yesilay.org.tr